Dijitalleşme Bize Vazgeçme Sanatını Öğretebilir Mi?

Ataer Yarar
Colorful gradient

Dijitalleşme Bize Vazgeçme Sanatını Öğretebilir Mi?

Başarı hikayeleri bireyler için ilham verici motivasyonel kaynaklar olsa da onları yalnızca birer başarı hikayesi olarak görmek doğru olmayabilir. Sonuca gelene kadar geçen süre içerisinde içlerinde ayrı gizemler barındırırlar. Bu gizemlerin arasında kişisel ve profesyonel yaşamda öğrenmemiz gereken vazgeçebilmenin inceliği bulunuyor. Mevcut iş alanlarımız sanal mekanlarla yeniden tasarlanırken dijitalleşme bize vazgeçme sanatını öğretebilir mi? Yeni blog yazımızda bu soruya yanıt arıyoruz! 



“Hayatta kalan yanlılığı” terk etmek.

Yönetim literatüründe, ileri düzey başarılı organizasyonlara ve insanlara odaklanmanın hatalı sonuçlar doğurduğunu anlatan "hayatta kalan yanlılığı" adı verilen bir kavram olduğunu keşfettik. Hayatta kalan yanlılığı, sadece başarılı örneklerin göz önünde olması ve dikkat çekmesini ifade ederken başarısız olmuş ya da yarım kalmış örneklerin göz ardı edilmesine yol açtığını görüyoruz. Bu durum, vazgeçmenin ne kadar değerli olduğu konusunda da bireylerin bir takım önyargılar geliştirmesine neden olabileceğini düşünüyoruz.

Başarı için vazgeçmemek gerektiği algısı çalışan mevcut sistemler üzerinde belirgin bir etkiye sahip. Böylelikle çalışma kültürünün bir parçası haline evrilerek vazgeçme sanatı üzerinde olumsuz bir göstergeye neden olmuştur. Ancak araştırmacılar Carsten Wrosch ve Gregory Miller, inatla bir hedef peşinde koşmanın bazen geri tepebileceği üzerinde duruyorlar. Bu durum bireyler, organizasyonlar veya kurumlar için zamanın boşa gitmesine neden olabilir.

Vazgeçmek sağlıklı bir alternatif olabilir!

Bir hedefin ulaşılamaz olduğu fark edildiğinde, hedefin bireyler veya kurumlar için yeterince önemi kalmadığında vazgeçmek sağlıklı bir alternatif olabilir. Vazgeçmeyi öğrenmek değerlidir, çünkü size yepyeni ve özgürlükçü bir alan açar. Bireyleri daha önce gözden kaçan diğer hedeflerin peşinden koşması için serbest bırakır.

Bir hedefin ulaşılamaz olduğunu kabul etmek ve sonrasında deklare etmek cesaret isteyen bir davranıştır. Bir hedefe ulaşmak için birden fazla kaynağı eş zamanlı kullanıp efor sarf ederken o hedeften ayrılmak kolay bir karar değil ancak şunu bilmeniz gerekiyor. Hedefiniz üzerine düşündükten sonra ondan sapmayı tercih etmek standartlarınızı düşürdüğünüz anlamına gelmiyor, aksine mevcut zamanınıza ve enerjinize akıllıca yatırım yapacak değeri bulmanız için alan açmış oluyorsunuz.

Vazgeçmenin ve dijitalleşmenin arasındaki bağı bulmak.

onedocs kurulduğu günden bu yana iletişime geçtiğimiz bireyler, orta ve büyük ölçekli firmalar ya da kurumsal bünyelere sahip büyük şirketlerden edindiğimiz ilk izlenim, mevcut sistemlerden vazgeçmekten yana adım atmakta ön yargılı olduklarıydı. Örneğin dijital bir platformda sözleşmelerin hazırlanmasındaki süreci kısaltan, maliyet kaybını düşüren ve kurumsal bir hafıza kuran çözümümüzü sunarken genellikle karşı taraf süreci fiziksel olarak yürütmeye alışık olduğu için mevcut sisteminden vazgeçmeye karşı çekinceli bir tavır sergiliyor. Ancak kurumsal olarak dijitalleşmeyi başlatarak ve geleneksel yöntemlerden vazgeçerek hedeflerine çok daha yakın konumlanabilirler.

Pandemi sürecinin içerisine çekildiğimiz bu zaman diliminde doğal olarak kurumlar dijitalleşmeyi önceliklendirdi ve aslında vazgeçme sanatını da öğrenmeye başladı. Dijitalleşme süreci bize vazgeçmekte ustalaşma metotları sunarken hayatta kalan yanlılığı terk etmeyi de öğretti. Hedeflerimizi revize ederek sahip olduğumuz zaman ve kaynakları doğru kullanmayı, başarı ölçütünün sonuca bağlı olmadığını ve yeni sağlıklı alternatifler aramayı keşfetmemizi sağladı.

“Kaizen Metodolojisiyle Kurumsal Verimlilik Nasıl Arttırılabilir?” yazısına giderek kurumsal ölçekte kendinize yeni bir keşif alanı sunabilirsiniz. Daha fazlası için onedocs Blog’u ziyaret edin.

Kaynak: https://www.psychologytoday.com/us/blog/supersurvivors/201709/why-giving-can- sometimes-be-good