Girişimcilik uzun soluklu ve zorluklarla dolu bir süreç. Girişimciler, bu süreçte birçok sorun ve engellerle karşılaşırlar. Bu sorun ve engeller hem dıştan hem de içten kaynaklı olabilir. Bu sebeple girişimcilerin dıştan-içten kaynaklı sorunlara çözüm getirmeleri, bunların ortaya çıkmaması için önlemler almaları ve yapacakları işlerdeki yasal süreçleri kolay hale getirmeleri için özellikle erken dönemde temel hukuk ve sözleşme bilgisine sahip olmaları gerekir.
Henüz profesyonel hukuk desteği alamayacak erken dönem girişimcilerin bu sorun ve engelleri bizzat tecrübe etmeden önce bilmeleri büyük avantaj sağlayacaktır. Aksi takdirde girişimcilik yolculuğunda birçok hayal kırıklığı yaşamak çok olası hale gelecektir.
Bu yazı girişimcilerin genel hatlarıyla farkındalık sahibi olması gereken hukuki konuları ve girişimcilik süreci içerisindeki aşamaları takip ederek karşılaşabilecekleri temel hukuki sorunları içermektedir.
Girişimci kişi hangi alanda iş yaptığına bağlı olarak çok çeşitli konularda yetkinlik sahibi olabilir. Bunun yanı sıra her girişimcinin sahip olması gereken temel yetkinlikler de vardır. Bunlara örnek olarak liderlik-yönetim yetkinlikleri, iletişim yetkinlikleri, temel ekonomi bilgisi ve elbette temel hukuk bilgisi gibi yetkinlikler gösterilir.
Girişimci için önemli olan erken dönemde, profesyonel hukuk desteği almadan evvel, bu aşamaya gelene değin yetecek kadar girişimcilik hukukunu bilmektir. Girişimcilik hukukuna verilen bir diğer isim startup hukukudur.
Burada girişimcinin bilmesi gerekenler; ortaya koyduğu işin yasal zeminde ne şekilde yer bulacağı, yasal süreçleri nasıl yürüteceği, mali ve iktisadi işlerin nasıl olacağı, yasal sorun ve engellerle nasıl başa çıkacağı, sahip olduğu hakları ne şekilde koruyabileceği, kişi ve kurumların haklarına nasıl riayet edeceği ve mevcut yasalara aykırı hareket etmeyerek nasıl iş yapacağı gibi konulardır.
Bu farkındalığı elde eden ve temel hukuk bilgisine sahip olan girişimciler uygulamada da gereğini yaptıkları takdirde sorunları ve engelleri en aza indirmiş olacaklardır.
Güvenmek karşılıksız bir durumdur. Herhangi bir konuda güven yüklediğiniz kişi işin sorumluluğunu almaz. Güveninizin boşa çıkması durumunda, kişi itibar kaybı dışında bir zarar görmeyecek, bütünüyle zarar görmüş olan siz olacaksınız. Bu aynen kurumlar ve tüzel kişilikler için de geçerlidir.
Bu sebeple yapılması gereken güvenmek değil güvenceye almaktır. Herhangi bir kişiyle veya kurumla çalışılması durumunda, işin bütününü, madde ve kurallarıyla, olması gerekenler ve olası durumlarla birlikte en net şekilde bir sözleşmeye aktarmak suretiyle güvenceye almak gerekir.
Bir diğer güvence konusu ise girişimcinin ortaya koyduğu işi yasal çerçevede güvence altına alımasıdır. Bir başkasının sizin sahip olduğunuz yasal hakları çiğnememesi ancak yasal güvenceler ile mümkündür. Ortaya koyduğunuz iş veya projenin çalınmaması amacıyla size ait oluşunu önceden tasdikleyerek güvenceye almak yeterli bir örnek olacaktır.
Girişimcinin henüz uygulamaya geçimeden önce yapması gereken şeyler vardır. Girişim fikrinizi çeşitli ölçek testlerinden geçirmek ya da fizibilite araştırması yapmak gibi önem arz eden bir diğer konu işin hukuki boyutudur.
Sahip olunan iş fikrinin bulunulan ülkede veya bölgede hukuki açıdan uygulanması mümkün müdür? Bu iş fikri yasal zemine oturtulabilir mi? Mevzuata uygun mudur? Bürokratik anlamda bu iş fikrine engel olacak durumlar var mıdır? Söz konusu iş fikri ya da proje herhangi bir fikri mülkiyet hakkını ihlal eder mi? Tüm bu sorular düşünülmelidir ve gerekli araştırmalar yapılmalıdır.
Örneğin yerel olarak hizmet verecek daha önce örneği görülmemiş bir iş fikrine sahip bir kişi henüz fikir aşamasındayken bu iş fikrinin uygulamaya geçirilip geçirilemeyeceği konusunda belediye, kaymakamlık, valilik veya bunların bünyesine bağlı kurumlar ile görüşme yapmalı, bürokratik anlamda engellerle karşılaşıp karşılaşmayacağını öğrenmelidir.
Başka bir örneğe değinmek gerekirse, herhangi bir mobil uygulama fikri olan bir girişimci bu konuda daha önce uygulamaya geçmiş örnekleri incelemeli, kendi projesinin, bu örneklerin fikri mülkiyet hakkını ihlal edip etmediğini öğrenmelidir.
Bu aşama kişilerin yasal mevzularla karşılaştıklarından ilk başlarda çok karışık gelen, yorucu ve zorlayıcı bir aşamadır.
Burada ilkin yapılması gereken işin ne şekilde resmiyete geçirileceğidir. Günümüzde pek çok farklı girişimcilik modelleri mevcut olduğundan kişiler şirketlerin yanı sıra sosyal sorumluluk gereği dernek çatısında girişimcilik yapma veya kooperatif kurmak gibi eğilimler de gösterilir. Bu sebeple tüzel kişiliğin nasıl kurulacağı belirlenmelidir.
Eğer bir şirket olarak hayata geçilecekse, hangi şirket türünün söz konusu girişim fikri için en doğrusu olduğu ortaya konulmalıdır. Şirket tüzüğü hazırlanmalıdır. Bu tüzük şirket ile ilgili pek çok konuyu içermeli ve çok çeşitli alanlarda genel hatlarıyla kuralları ortaya koymalıdır. Ortaklık yapısını oluşturmalı, bununla ilgili kurallar belirlemelidir. Şirket içi ve dışı kurallarla birlikte şirketin mensuplarının hakları, yetkileri ve sorumluluklarını belirlemelidir.
Eğer kurucular birden fazlaysa, kurucu ortakların kendi arasında bir sözleşme ortaya koyması gerekmektedir. Ortaya koyulacak bu sözleşme oldukça net ve geniş kapsamlı olmalıdır. Bu sözleşmede kurucu ortakların hisse dağılımları, sermaye miktarları, şirket içi pozisyonları, yetkileri, görevleri, sorumlulukları, pozisyonlarına göre sabit ve değişken maaşları, gelirlerin bölünmesi, hangi durumda görevden ayrılabilineceği ya da alınabileceği, hangi durumlarda tek taraflı veya çift taraflı sözleşmenin fesh edileceği, bunların nasıl gerçekleştirileceği ve bunun gibi pek çok detay bulunmalıdır. Aksi takdirde pek çok durumda görüldüğü üzere ortaklardan biri ya da bazıları hak ihlallerine uğramaktan kendilerini alıkoyamamaktadır. Bu sebeple girişte anlattığımız ilkeye tekrar değinmek gerekir: güven ile değil güvence ile hareket etmek gerekir.
Her girişim için ekip kurulumu ve en doğru şekilde yönetilmesi hayati önem taşır. Öyle ki girişimi ileri boyuta taşıyan etken her zaman ekibin niteliğidir. Bu sebeple işin yönetim boyutuna geçmiş girişimcilerin uğraşacakları ve zamanlarını verecekleri bu önemli konuları; ekip kurma, yönetme, işe alma, çalışan sözleşmeleri oluşturma, deneme süreçleri oluşturma, işten çıkışı verme gibi konuları bilmeleri gerekir.
İşe alımlarda bir sözleşme ortaya konmalı, burada da daha önce bahsettiğimiz gibi sözleşmenin içeriği en net şekilde hazırlanmalıdır. Çalışacak kişinin bir deneme sürecinden geçip geçmeyeceği, bunun süresinin ne kadar olacağı, sürecin sonunda hangi karar mekanizmasının devreye gireceği, işe tam anlamıyla başlandığı durumda çalışan kişinin pozisyonu, yetkileri, görevleri, sorumlulukları, yükümlülükleri ve sahip olduğu hakları, ücret karşılığında mı çalışacağı, hisse karşılığında mı çalışacağı, ücret karşılığında çalışacaksa maaşının miktarı ve yıllık zam oranları, hisse karşılığı çalışacaksa bunun ne kadar zaman çalışmayla, hangi durumlarda gerçekleşeceği ve ne kadar bir hisse oranı alacağı ile ilgili çeşitli konuların bütünüyle sözleşmede yer alması gerekmektedir.
Kurulan şirketin kendisinin, ürünlerinin veya hizmetin markalaşması için bilinmesi gereken bazı konular var. Bunların başında fikri mülkiyet kanunları gereğince yapılması gereken başvurular bulunuyor. Buradaki amaç işi, girişimi, projeyi, eseri, ürünü veya hizmeti tescillemektir. Ülkemizdeki yasalar gereğince tüm bunlar yasal olarak patentler, telif hakları ve marka tescili sayesinde tasdik edilebilir durumdadır.
Markalaşmaya gitmek durumunda artık markanızın adını, logosunu, aidiyet belirten sembol ve sembollerini ve sloganınız gibi sizleri temsil eden öğeleri tasdik eder ve izniniz dışında kullanımını yasal çerçevede yasaklamış olursunuz.
Şirketin veya ortaya çıkarılmak istenen markanın haklarını elde edebilmek için birtakım şeyleri göz önünde bulundurmak gerekir. Bunlardan en önemlisi başka markalarla benzerlik ilişkisinden kaçınmak gerektiğidir, öyle ki başka markayla karıştırılmanız durumunda bu marka tarafından davalı konumuna düşmeniz mümkün. Bunun yaşanmaması için gerekli araştırmaları hem ulusal hem de uluslararası düzeyde yapmak gerekir.
Bir diğer araştırma konusu uluslararası düzeyde hizmet verecek markaların seçtikleri isim, logo, slogan, sembol gibi aidiyet belirten öğelerinin faaliyet verilecek ülkelerde kullanılabilir olma durumlarıdır.
Her girişimcinin özel ihtimam göstermesi gereken bu aşamaya gelindiğinde elbette girişimciler profesyonel bir hukuk desteği almak durumundadır. Yine de her girişimci önceceden bilgi sahibi olmak isteyecektir.
Burada olması gereken şirket ortakları ve yatırımcılar arasında uzun vadeli, detaylı ve geniş bir ölçekte yapılacak olan sözleşmedir. Öyle olmalıdır ki girişimcilerin ve yatırımcıların hakları herhangi bir ihlale uğramasın.
Bu sözleşmede belirtilmesi gereken durumlar başlıca; yatırımcı veya yatırımcıların ortaklığı durumunda alacakları pay, yetkileri, pozisyonları, bilgi alma, veto etme, satın alma-satışa çıkarma haklarının düzenlenmesi gibi konuları, hisse devirleri, ilk tur ve devamında gelen turların arasındaki farklardan, yatırımcıya özel yetkilendirmeye, sermaye arttırımı durumlarında oluşacak şartlara kadar pek çok konuyu içerir.
Bunun yanı sıra yatırım veya işbirliği gibi konularda hayata geçmiş veya geçmemiş şirketler arasında gizlilik sözleşmelerinin imzalanması ve şirketin piyasa nezdinde itibar kayıpları yaşamaması için bilgi sızdırılması gibi durumların önlenmesi gerekir.
Herhangi bir ürün veya hizmetin sunulması durumunda şirket ve müşteriler arasında doğal olarak iletişim doğar ve bu iletişim hukuki meseleleri beraberinde getirir. Sunulan ürün veya hizmet her ne olursa olsun taraflar arasında sözleşmelerin yapılması gereklidir.
Bu konu ortaya koyduğunuz bir web sitesi ya da mobil uygulama için de aynen geçerli olacaktır. Nihayetinde kişiler sizin internet sitenizi veya mobil uygulamanızı ziyaret ederek potansiyel müşteri olmak durumundadırlar.
İnternet siteleri ve mobil uygulamalar içerisinde bulunan teknik araçlar ziyaret eden kişilerin belirli durumlarda bilgilerini toplayabilir ve bunları kullanabilirler. Bu sebeple burada olması gereken tüm detaylarıyla ortaya konulmuş bir kullanım sözleşmesi gerekliliğidir. Bir diğeri ise bu kullanımdan ortaya çıkan gizlilik sözleşmesidir. Bu sözleşmeyi de hazırlayarak kullanıcılara edindiğiniz bilgilerin ne şekilde saklandığını ve ne şekilde kullanılıp gizliliğin nasıl sağlandığını beyan edilir.Bu sözleşmeyi hazırlayıp kulanıcıların görüp, inceleyebileceği bir alana yerleştirerek, siteyi veya mobil uygulamayı kullandıkları takdirde söz konusu sözleşmeyi kabul ettiklerini tasdiklemiş olursunuz.