İbraname ilk kez 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiştir. Bundan önce ise bu konuya ilişikin sorunlar Yargıtay kararları ile çözülmüştür ve İş Hukuku kapsamında ele alınmıştır. Türk Borçlar Kanunu ibranamenin konusunu madde 420’de düzenlemiştir. Bu kapsamda ibra, alacaklının alacağından vazgeçmesi olarak ifade edilebilir.
İbraname işten ayrılan veya iş sözleşmesi sona eren işçinin imzalayarak, işverenden genel izin, kıdem tazminatı gibi tüm alacaklarını işverenden aldığını, herhangi bir alacağı olmadığını beyan ettiği belgedir.
İbranamenin geçerlilik şartları TBK 420/2’ de düzenlenmiştir. Bu şartları taşımayan bir belge hüküm doğurmaz, geçersizdir. Bu şartlar;
Öneri İçerik: Sözleşmenin İçeriğini İstediğimiz Gibi Belirleyebiliyor Muyuz? Sözleşme Özgürlüğü İlkesi
İbraname yazılma şekli son derece önemlidir. Doğru bir şekilde düzenlenmeyen ibranameler çeşitli durumlarda kişilerin aleyhine bir durum oluşturabilir. Çalışanlar, henüz var olmayan bir alacak için ibraname imzalarlar. Çalışma dönemi içerisinde imzalanmış ibranameler geçerli değildir.
Borçlar Hukuku uygulamasında ibra sözleşmesinin şekli konusunda bir düzenleme yoktur. Bu nedenle ibranamenin nasıl düzenlenmesi gerektiği ve ibraname düzenleme şartları Yargıtay kararları ile birlikte sınırlandırılmıştır. İbraname işçi ve işveren tarafından karşılıklı olarak imzalanır ve bir nüshası işverende kalır.
İbranamenin nasıl yazılacağını şu şekilde açıklamak mümkündür:
Genel olarak; iş sözleşmesinin sona erme tarihi ile ibraname tarihi arasında en az 1 aylık bir süre bulunmalıdır. İbranamede yer alan ibra konusu herhangi bir anlam karışıklığı yaratmamalı ve net bir şekilde belirtilmelidir. Alacakların türü ve miktarı ayrı maddeler olarak ibranamede yer almalıdır.
İşçi tarafından imzalanan ibraname yukarıda belirtilen şartları taşımadığı takdirde geçersiz olacaktır. İşveren bu alacağın işçiye tahsis edildiğini bir banka makbuzu ile ispatlayamadığı sürece ibranameye dayanarak borcun sona erdiğini iddia edemez. Fakat bu kuralın ibraname kavramıyla pek de bağdaşmadığı söylenebilir. Bu noktada kanun koyucunun ibra ile ifa kavramlarını birbirine karıştırarak borcun sona ermesini son derece zorlaştırmıştır. Zira ibraname geçersiz olsa bile işveren, işçiye karşı bir borcunu tam olarak öderse, borç ibra ile değil ifa ile sona erer. Dolayısıyla işverenin borcunu makbuz dışında başka bir yazılı delille ispat etmesi halinde yapılan ibranamenin geçersizliğinin pratikte bir değeri kalmayacaktır.
Daha fazlası için onedocs Blog'u keşfedin! Sözleşme yönetimi ile yeni nesil hukuk teknolojisine erişin.